BÜYÜK İSTİFA DALGASI İLE GELEN BÜYÜK DEĞİŞİM
- Vildan Esenyel
- 5 Kas 2022
- 4 dakikada okunur

İş tarihinde daha önce hiç görmediğimiz bir değişimden geçiyoruz. Bir taraftan, pandemi şirket kültürlerini dönüştürürken ve yetenek kıtlığı ciddi bir sorun haline gelmişken, diğer taraftan Y kuşağı ve Z kuşağının yükselişi de işyerlerini yeniden şekillendiriyor. Kısacası kolektif bir “aha anına” uyanıyoruz.
İlk olarak, COVID-19 pandemisi, ABD işgücü piyasasında benzeri görülmemiş bir çalkantıyı başlattı. Pandeminin ilk aylarındaki yaygın iş kayıpları, 2021'de büyük zorluklara yol açtı. Nisan ve Haziran ayları arasında rekor kırarak, ülkenin “iş bırakma oranı” son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Amerika’da başlayan bu hareket farklı oranlarda olsa da, aynı bir virüs gibi dünyanın diğer ülkelerine de hızla yayıldı. Avustralya, Belçika, Fransa, Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve Hollanda eşi görülmemiş sayıda işçinin, işlerini bırakmasına tanık oldu. Çin ve Hindistan’ın birçok sektörü büyük ölçekli istifalardan nasibini aldı. Bu hareket, yurtdışındaki kadar olmasa da Türkiye’nin de son dönemlerde gündemini işgal etmeye başladı.
2021'in başlarından itibaren süregelen, çalışanların toplu olarak işlerinden gönüllü olarak istifa ettikleri bu ekonomik eğilime Büyük İstifa adı veriliyor. "Büyük İstifa" terimi, Mayıs 2021'de Texas A&M Üniversitesi'nde yönetim profesörü olan Anthony Klotz’ un sürekli bir kitlesel göçü öngörmesi sonucu ortaya çıktı. Anthony Klotz, Covid-19 pandemisinin bastırılmış istifalara yol açacağını tahmin etmişti. O zamandan beri milyonlarca kişi büyük bir greve katılırcasına işlerini bıraktı.
Terimi ortaya atan uzman, “2019’dan önceki iş dünyasına geri dönmeyeceğiz ve yeni değişiklikler kalıcı olacak" diyor. Çünkü, hareketin psikolojik itici güçlerinin çoğu hala mevcut. Belki de değişimin artık yeni normal olduğunun en açık göstergelerinden biri, "çalışanların %41'inin bu yıl mevcut işverenlerinden ayrılmayı düşündüğünü" ortaya çıkaran araştırma sonuçlarıdır.
Herkesin her şeyi yeniden düşündüğü bu zamana aynı zamanda “Büyük Değişiklik” de deniyor. Destansı bir yetenek göçü sonucu ortaya çıkan Büyük Değişiklik, sadece araçlar ve teknoloji ile ilgili değil. Pek çok farklı şeyi etkileyen ve çok hızlı bir zaman diliminde gerçekleşen bu değişim, zihniyetle ve arzularla ilgili.
Pandemi süresince uzaktan çalışılabildiğinin görülebilmesi, birçok çalışan için yeni olanaklar ortaya çıkardı. İş arayanlar her zamankinden daha seçici hale geldiler. Artk sadece nasıl çalıştıklarını değil, nedenini de yeniden düşünüyorlar ve ihtiyaçlarına en uygun fırsatları arıyorlar. Bazıları, yeni iş aramak yerine emekli olmayı tercih ederken, diğerleri kendi patronları olup iş kuruyorlar.
COVID-19 salgınının sebep olduğu, stres, tükenmişlik ve daha az üretkenliğe yol açan belirsizlik, çalışanların, hayatlarını yeniden değerlendirmesine sebep oldu. Salgının neden olduğu travma ve aksamalara katlandıktan sonra, çalışanlar yepyeni bir dizi beklentiye sahip. Çalışanlar artık patronlarından hesap soracak kadar ve daha fazlasını isteyecek kadar cesurlar. İhtiyaçlarını karşılamayan işlerden uzaklaşmaya hazırlar.
Bir zamanlar cömert bir avantaj olarak kabul edilen esnek veya uzaktan çalışma olanakları artık yeni bir anlam kazandı. Üst düzey yetenekleri çekmek ve işveren markasını geliştirmek isteyen şirketler için esnek çalışma politikaları fikri artık gökyüzünde uzak bir olasılık olarak değil, bir zorunluluk olarak ele alınıyor. Çalışanların bir ofise gelip 9'dan 5'e kadar çalıştığı eski çalışma şekli tarih olmak üzere.
Aslında, LinkedIn'in 2022 Küresel Yetenek Trendleri raporuna göre, iş arayanların %63'ü yeni bir iş seçerken en önemli önceliklerden biri olarak iş-yaşam dengesini belirtiyor. Belki de en çarpıcı veri, işyeri kısıtlamalarının gevşetilmesine rağmen, LinkedIn'de yayınlanan ve son aylarda artmaya devam eden “uzaktan işler”, "evden çalışma" gibi anahtar kelimeleri içeren iş alanlarıdır.
Uzaktan roller için daha fazla iş yayınlayan şirketlerin yanında, iş arayanların ilgisinin de bu yönde arttığı görülüyor. Zorlu çalışma, hiper büyüme ve hırslarının reklamını yapan iş ilanları daha az çekici hale gelirken, esneklik, kapsayıcı faydalar ve dahili hareketlilik sunanlar daha çekici hale geliyor.
Elbette, konu sadece esneklik değil aynı zamanda çalışanlar toplum üzerinde olumlu etkisi olan, kendileri olabilecekleri bir kültüre sahip, saygı duyuldukları ve ilerleme fırsatlarının olduğu bir şirkette çalışmak istiyorlar. Yani, şirketlerin sonsuz atıştırmalıklar, sağlık sigortası, yoga dersleri ve masa tenisi gibi avantajlara güvenebileceği günler geride kaldı.
Tüm bu değişimler, önümüzdeki birkaç yıl içinde yetenekleri elde tutmayı ümit eden işverenlerin değişmesi için bir uyanış çağrısıdır. İş liderleri tüm çalışma modellerini, kültürlerini ve şirket değerlerini yeniden düşünmelidir. Çünkü, çalışanların çoğu, bu değişimi gerçekleştiren, işin geleceğine direnmek yerine benimseyen şirketlere doğru yönelmek için mevcut işlerinden istifa ediyorlar.
Açıkça görülüyor ki, şirket kültürü geçmişte pek görülmeyen bir ölçüde ve hızda yeniden keşfediliyor ve işverenler ve çalışanlar arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayan bir dönüm noktası yaşıyor. İnsan merkezli bir şirket kültürü inşa eden şirketler, geçmişte mümkün olmayan bir şekilde rekabet avantajı elde etme şansına sahip. Zaten, çalışanlar, “Denge istiyorum, ilgilenilmek istiyorum, bir hayatım olsun istiyorum” diyorsa, verilen sinyaller de değişmeli.
Bazı işverenler durumu dikkate alıyor ve birçoğu daha esnek düzenlemeler sağlamak ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılamak için ellerinden geldiğince ayarlamalar yaparak iyi bir konuma gelmeye çalışıyorlar. Zihinsel ve finansal sağlık dahil olmak üzere çalışanların refahına yatırım yapıyor ve çalışanlarına özen ve şefkatle yaklaşıyorlar. Kısacası, işin üzerine değil de çalışanlarının yaşamları üzerine inşa edilen insan merkezli kültürler geliştiriyorlar.
İleri görüşlü kuruluşlar, artık işkolikleri kutlamayan bir kültüre doğru ilerliyor. Deloitte sağlık görevlisi Jen Fisher, “Bütün gece ayakta kalıp gece çalışan insanlara değer vermemeli ve kutlamamalıyız, çünkü bu kişi veya kuruluş için gerçekten harika sonuçlar doğurmaz” diyor. Mesela, LinkedIn kısa süre önce tüm çalışanlarına ücretli bir hafta izin vermenin yanı sıra toplantı yapılmayan günler, zihinsel sağlık kaynakları ve yöneticiler için tükenmişlik eğitimi verdi.
Tüm bu değişiklikler bir anda gerçekleşirken, yöneticilerin de oyunun kitabını “İnsan Merkezli Liderlik” başlığıyla yeniden yazmaları gerekiyor. Çünkü, işi yeniden tasarlamak kapsayıcı, ahlaki ve ilham verici liderliğe bağlıdır. Bu nitelikleri benimseyen ve çalışan odaklı aksiyonlar alan liderler, bu krizlerden en parlak ve sürdürülebilir gelecekle çıkan organizasyonlara öncülük edeceklerdir. Doğru ilkeler ve araçlar uygulandığında, her lider Büyük Değişiklik'te yer alan fırsatları yakalayabilir.
Elbette yöneticiler buradaki tek sorumlular değildir. Aslında, onlar da tükenmiş durumdalar. Yöneticilerin de desteğe ihtiyacı vardır. Tükenmişliği önlemek için en iyi uygulamaları paylaşmanın ve uygulamanın yanı sıra şirketler, daha iyi yöneticiler olmaları için onlara geliştirme kaynakları sağlayabilir.
Anlaşılacağı üzere, “Büyük Değişiklik” olarak evrilen “Büyük İstifa”, yavaşlama belirtisi göstermiyor. Klotz’a göre “Pandemi, işin geleceğini işin şimdisine getirdi”. Uzaktan çalışmaya geçiş ve iş esnekliğindeki değişiklikler, kriz olmasaydı 30 yıl daha gerçekleşmeyebilirdi. Zaten, uzaktan çalışmanın yeni keşfedilen popülaritesi, onu tetikleyen pandemiyi bile geride bırakacak gibi görünüyor.
Yıllardır kökleşmiş olan politika ve davranışları değiştirmek tabii ki karmaşık ve sancılı olabilir. Zaten kimse şirketlerin bir gecede dönüşmesini beklemiyor. Ama bu hiçbir şey yapılmaması gerektiği anlamına da gelmiyor. Zor olduğu kadar umut verici olan bu değişim sürecinde çalışanlara yatırım yaparak farklı bir çalışan deneyimi yaratmak için daha iyi bir zaman ve fırsat olamaz. Belli ki, yetenek için savaş bitti ve yetenek kazandı.
Eğer, değişimin tüm şirketlerde, özellikle pandemi tarafından eşitsizliklerin şiddetlendiğini gören toplulukları içeren şekillerde, gerçekleştiğini görürsek, dünyada büyük bir farkın olduğunu göreceğiz. Her zamankinden daha yüksek düzeyde ilerleme ve refah ortaya çıkarma olasılığını yaratacağız. Bunu birlikte çözebiliriz.
Bunu başarıp başaramayacağımız ise zamanımızın sınavı olacak. Büyük Değişiklik sınavı.
Commenti